GELDE YAZMA !!

 Merhaba kıymetli okuyucularım;

Bu gün yaşananlar ile geçmişte yaşadığım bir anımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu konuda Toplumun geneline baktığımız zaman yeter artık diye bağırası geliyor. Sebebine gelince milletimizin o temiz manevi duygularıyla alay etmeleri.

Artık bu ( DİLENCİLİK ) meslek haline gelmiş ve çalışma sistemi belli ellerinde ya ilaç reçetesi ya su, elektrik faturası ona ilave promosyon lu gibi aynı tarihte doğmuş masum 3 veya beş aylık bebekler bunlar onların kredi kartları ve bizlerde bunların ATM. (BANKAMATİK) makinalarıyız benzetmesini yapıyorum.

Bu kredi kartları ( DUYGU SÖMÜRÜCÜ DİLENCİLER ) durdukları yerler belli ya camii köşelerinde ya duraklarda ya köşe başlarında ya lokanta veya alış veriş merkezi önlerinde ayrıca trafik lambalarında kazaya davetiye çıkarmaları da bu işin bon usu diyelim.

Dedim ya bu ATM ler(Gariban veya orta halli vatandaşlar) onların manevi duygularını bildikleri için nasıl olsa acır verir diyorlar. Evet bunu demişken kendimin yazın yaşamış olduğum bir kredi kartlı ruhuna sahip birini anlatayım.

Öğlen vakti Ata kumdaki evimden çıktım tam önüme bir aile çıktı, kılık kıyafetleri düzgün ve bakımlı kadın, erkek yaşları 35 civarında ve yanlarında 12 yaşında da bir erkek çocuk var koca denen adam bana efendim biz hasta haneden çıktık memleketimize gideceğiz hiç paramız yok bize yardım eder misiniz dedi.  Bende kendisine ne ameliyatı deyince can alıcı yerden kalp kapacığım değişti dedi tesadüf bu ya benim babamda erken yaşta kalp rahatsızlığından vefat ettiği için bir sıfır öne geçti.

 Daha sonra aklıma şu geldi hani telefonla insanları tuzağına düşüren kendilerini asker, polis veya hakim olarak tanıtanlar ( HIRSIZ ÇETELERİ ) gibi o anda sanki  insanın bütün uzuvları onların hizmetine giriyor gibi, neyse ben memleketlerine gideceklere belli bir para verdim aslında ben o parayı verince birde bana ya yemek parası da versen dediklerin de o an  uyanmalıydım.

 Ama dedim ya bütün uzuvlarımız robotlaşıp onların emrine giriyor. Neyse yapmış olduğum yardım nedeniyle manevi olarak huzura erdim ta ki bir gün sonrasına kadar. Ertesi günü ben bunları tekrar görmez miyim, o an anladım ama iş işten geçmişti. Fakat bu konuda gerekli yerlere bildirimimi yaptım. Sonucu ne oldu derseniz, aynı sahneler ortada yollarını buluyorlar.

Gelelim bu gün, bu konuyu gel de yazma dememin sebebi; Bu kredi kartları insanları o kadar rahatsız ediyorlar ki ne gibi derseniz bu soğuk havada özellikle Suriyeliler standart 3 veya 5 aylık çocukları yarı açık bedenlerini battaniyeye sarmalamışlar, inanın  o çocuklar manevi yönden bizlerin canını acıtıyor.

Şimdi soruyorum bunlarla ilgilenecek ve bunları takip ederek bu kişiler hakkında yasal işlem yapacaklar yok mu? Elbette var bu insanların durdukları yerler ve saatleri belli devamlı buralar gözetim altında tutulmuyor tutulsa, en azından bizim manevi duygularımızla oynanamaz diye düşünüyorum.

Sonuç olarak; Yine bir kez daha söylüyorum. Bize görevimizi hatırlatmana gerek yok diyorsanız, O ZAMAN sonucu görelim.

Önümüzdeki günlerde ise tramvaylarda yaşanan sorun ve istekleri dillendireceğim.

Düşündürebilmek, gelecek için üretilecek ürünün ana kapısıdır. (Kazım İLHAN)

TOPLUMUN VE AİLENİN EN BÜYÜK İLACI DOĞRU İLETİŞİMDİR. (Kazım İLHAN)

 Sizlerin düşünce ve duygularınız benim için önemli; Paylaşmak ve paylaşılmasını istediğiniz konularınızı bekliyorum. Saygılarımla.

 Birlikte siz, biz demeden, sıcak, sevecen ve mutlu birlikteliklerin bir arada olduğu sağlıklı neşeli yarınlar dilerim. Hoşça kalın.

kilhan61@hotmail.com

KAZIM İLHAN

SOSYOLOG VE AİLE DANIŞMA